

Arif BaÅŸ
Yalnız dağ,
Çıkarsız arkadaÅŸ,
Medeni cesaret,
Arif BaÅŸ.
Haydar EroÄŸlu
1927 yılında Yozgat ili, Sorgun ilçesine baÄŸlı Bahadın köyünde doÄŸdu. İlk okulu köyünde okudu. Köy Enstitülerinin ilk öÄŸrencilerindendir. 1944 yılında Pazarören Köy enstitüsünü bitirdi.
16 yıl köylerde eÄŸitim hizmetinin ardından, sırayla Yerköy, Yozgat ve Ankara’da ÖÄŸretmen ve Okul Müdürü olarak görev yaptı. Toplam 29 yıl hizmetin ardından emekli oldu.
Bir dönem Yozgat İl Genel Meclisi üyeliÄŸi ve Genel Meclis Daimi üyeliÄŸi yaptı.
Bir dönem’de köyünde Bahadın Kasabası’nda Belediye BaÅŸkanlığı yaptı.
1963 – 1969 yılları arasında Yozgat’ın yerel gazetesi “Bozok” ta “patta-Satta” isimli köÅŸesinde, köÅŸe yazıları yazdı.
2001’den itibaren yaÅŸamı süresince, yine bir yerel gazete olan “Sorgun Postası” ında “Arifçe” isimli köÅŸesinde yazmaya devam etti.
Bu süreçte yayınlanan eserleri sıra ile;
• KISIR Öyküler. İki baskı yaptı.
• BANTTAKİ SES Öyküler. İki baskı yaptı.
• TÜP BEBEK Öyküler.
• AÅžIK İBRAHİM 18. yy Halk Ozanlarından Aşık İbrahim ÅŸiirleri derlemesi.
• HER YÖNÜYLE BAHADIN TARİHİ AraÅŸtırma. İki baskı yaptı.
• KÖY ENSTİTÜLÜ YILLAR Anılar
• DİKENLİ GÜL BAHÇESİ Åžiirler
• TEKNE KAZINTISI Öyküler
“Uygulama Bahçesi” isimli öyküsü ile ikincilik ve “AkÅŸamlama” isimli öyküsü ile mansiyon ödüllerine layık görüldü.
EmekliliÄŸinde köyüne yerleÅŸti ve bir yandan yazın hayatına devam ederken, diÄŸer yandan etnoÄŸrafik bir müze oluÅŸturdu. Orta Anadolu’da, evlerde, tarım ve küçük iÅŸletmelerde kullanılan ve bu gün artık kullanım dışı kalmış yüzlerce eseri bir araya topladı…
09 şubat 2012'de yaşamını tamamladı.
AÅŸağıda, “Sorgun Postası” gazetesinde “Salim TaÅŸçı” imzası ile yayınlanan Arif BaÅŸ profilini bulacaksınız.
KÖY ENSTİTÜLÜ BİR ÇINAR : ARİF BAÅž (Salim TaÅŸçı, Sorgun Postası, 12 ÅŸubat 2012)
Bozok Yaylası’nda bir daÄŸ yükselir Çomak… Adı çelik çomaktan mı gelir, bilinmez. Önündeki düzlükteBahadın Kasabası eÄŸleÅŸir… İşte bu kasabada bir bilge kiÅŸi yaÅŸar adı Arif BaÅŸ.
Pazarören Köy Enstitüsü’nün ilk mezunlarından olup, 1927 yılı Sorgun -Bahadın Beldesi doÄŸumludur. Toprağı ile yoÄŸrulmuÅŸ Türkiyesevdalısıdır. Anadolu çocuÄŸunun eÄŸitimi için bir ömür harcamıştır. Yürüyen ayaklı bir kütüphanedir! Nesli tükenmekte olan bir bilge kiÅŸiliktir. Tavizsiz bir Atatürkçüdür. Kültür deryasında yüzer. Hırsını yenmiÅŸ kibirsizdir. Dost sohbetinde yaÅŸ sınırı yoktur. Gönül kapısı ardına kadar açıktır. Tarih ve doÄŸa aşığıdır. Evinin bahçesini müze yapmıştır. Müzede ;
Düven, övendere, mazı, çaÄŸ, yaba, dirgen, oklava, kazma, kürek, deÄŸirmen taşı, körük, saz haniya 32 takım tekmili birden ne ararsan bulursun. GeçmiÅŸte kalmış, unutulmaya yüz tutmuÅŸ çeÅŸidi bol herkese açık, bir yığın edevat…
GençliÄŸe aydın olmanın ilk gereksinimin doÄŸruluktan geçeceÄŸini aşılar…
“Eline,
Diline,
Beline,
Sahip olmayı salık verir. Hacı BektaÅŸ Dergahı ’na uÄŸrayanlardandır.
“Aşık Veysel’de saz olurum,
Yunus Emre’de söz olurum,
Hacı BektaÅŸ dergahında gül olurum,
Gülüme dal olur musunuz erenler?
Tapduk evinde odun olurum,
Hacı – Bayram ocağında köz olurum,
Ahmet Yesevi’de kül olurum,
Külüme rüzgar olur musunuz erenler?”
“S.T.”
Erendir, yarendir Arif BaÅŸ…
Aşığıdır Atatürk’ümün…
Tapduk Emre’nin doÄŸruluÄŸu,
Yunus’un hak sevgisi,
Canları bir eyleyen,
Pirleri birleÅŸtiren,
Ayrılık, gayrılık yoktur kitabımızda diyendir.
Emperyalizmin, Sünni, Alevi ayrımcılığına baÅŸ kaldırandır.
Sen Türkmen,
Ben Türkmen,
Var mı ayrılık, gayrılık?…
Baba bir ,
Ana bir,
Nedir bu düÅŸmanlık? diyendir.
Soydaşız,
Ben çiÄŸdem,
Sen gül,
Sen, ben yok,
Biz varız,
Diyen erdem sahibidir.
Ben gül,
Sen dal,
Sen gül,
Ben dal, nedir bu ayrılık diye, çığlık atandır.
Aha bu çığlıklara, Çomak Dağı, Sivri Tepesi, tüm Bozok Yaylası, kalemi, yazıları, talebeleri, dostları ve bu satırların yazarı ÅŸahittir.
Mahmut Makal, Dursun Akçam, Hanifi Aytekin, Fakir Baykurt,TurgutKavraal, Ali Dündar, Yusuf Ziya Bahadınlı, Mustafa Ekmekçi ve daha niceleri el verdiÄŸi, el aldığı mektep arkadaÅŸlarıdır.
Evinde her daim dostları için sakladığı viskisi vardır. İkram eder, bu satırların yazarının bardağına “Sen hacısın” deyip, su doldurur…Hele ki, ÅŸu kereme, erdeme ÅŸapka çıkartılır… Arif Abi iÅŸte böylesine duygu ve ud sahibidir.
Arif Abi yazarda yazar… Arzu – halini katibe deÄŸil, kağıda döker…
- Her Yönüyle Bahadın Tarihi,
- Aşık İbrahim,
- Dikenli Gül Bahçesi,
- Kısır,
- Bantdaki Ses,
- Köy Enstitüsü Anıları,
- Tüp Bebek,
Bilenen sekiz,
Elinde iki daha var, eder on…
Bitirsin, okuyacağız…
Bozok Yaylasını daha iyi belleyeceÄŸiz…
Ağam, beyim, dostum, arkadaşım, gardaşım,
Bozok Yaylası’nın adamı hastır…
YiÄŸittir, merttir…
Bir adım gelene, yüz adım atar…Bir tebessüme ömür boyu gülücük atar… Gözündeki yaÅŸ yüreÄŸine akar… GelmiÅŸ, geçmiÅŸ ne yiÄŸitler vardı da, bizler bildiklerimizle yetinir olmuÅŸuz.
Bir Arif BAÅž,profili çıkarmaya çalışmışız! Bilen bilir, bilmeyenlerde saÄŸ olsun deriz
Not:
1-Bu yazı, yıllar önce Sorgun Postası’nda yayımlandı.
2- Sevgili Arif BaÅŸ AÄŸabeyim nur içinde yat. Unutulmadın, unutulmayacaksın da… ÖÄŸretilerin öÄŸrencilerine ışık olmuÅŸtur. (S.T.)